Kent Tarihi;


Yazılı kaynaklarda ilk defa M.Ö. 2. binde karşımıza çıkan Ankara bütün tarihi çok eskilere dayanan şehirler gibi tarih içerisinde birçok farklı isimle anılmıştır. Ancak Hitit kült merkezi olan Ankuwas’dan Klasik Çağ ve Ortaçağ’da anılan ismi olan Ankyra (Grekçe Ἄγκυρα / Latince: Ancyra: Çapa)’ya isim pek bir değişim geçirmemiştir. Phryglerden sonra Makedonya Kralı Büyük İskender’in zamanına kadar Ankyra hakkında fazla bilgimiz yoktur. Yalnız; Pers Kralı II. Dareios döneminde (M.Ö. 522 – 486) kullanılmaya başlanan olan ünlü Kral Yolu üzerinde bulunan kentin, bu dönemde bir ticaret merkezi olduğu bilinmektedir.
M.Ö. 278 – 277 yılında üç büyük kol halinde Avrupa’dan Anadolu’ya akın edip, Halys (Modern: Kızılırmak) ırmağı civarına yerleşen Galat (Kelt) akıncılarının bir boyu olan Tektosagların Ankyra’yı başkent yaptıkları bilinmektedir.
Pergamon Krallığı’nın topraklarının M.Ö. 133 yılından sonra vasiyet yolu ile Roma İmparatorluğu’na bırakılması ile Büyük Phrygia’nın içinde kalan Galatia, Pontus Krallığı’nın kontrolüne verilmiştir; Ancak Pontus Krallığı Ankyra çevresinde etkisini gösterememiştir. Karışıklıklarla geçen bir dönemden sonra, Roma İmparatoru Augustus’un M.Ö. 25 yılında Galatia’yı Roma egemenliği altına alması üzerine, Ankyra bu kez Roma’nın eyaleti Galatia’nın başkenti olmuş ve Anadolu’nun merkezinde önemli bir ticari merkez olarak varlığını sürdürmüştür.
Bizans egemenliği altında M.S. 7. yüzyıla değin çoğunlukla barış içinde yaşayan Ankyra, bu yüzyıldan başlayarak Arap akınlarına uğramış ve yağma edilmiştir. 1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Malazgirt’te Bizans ordusunu yenmesinden sonra 1073 yılında ismi Engürü olarak değişen kent, Selçuk Hükümdarlığı’nın yönetimi altına girmiştir. Sultan Alaeddin Keykubat’ın hüküm sürdüğü dönem (1219 – 1237) Selçuklular’ın en parlak devridir ve Engürü, bu dönemde büyük imar faaliyetlerine sahne olmuştur.
Moğolların Anadolu’yu istilası sırasında diğer Selçuklu kentleri gibi Engürü’de sarsılmış ve Moğollara yenilen II. Gıyaseddin Keyhüsrev güçlü bir kaleye sahip olması nedeniyle buraya sığınmıştır. Ancak Artan Moğol baskısı sebebiyle 1243 yılında Engürü’de Moğol egemenliği altına girmiştir. Bundan sonra kent, 1290 yılından itibaren Moğolların denetimi altında ticaretle de uğraşan ve Ahi Beyleri adı verilen bir çeşit eyalet valisi tarafından yönetilmiştir.
Ankyra adı İslami devirlerde Engürü ve Angora biçimlerine dönüşmüştür. Kent 1356 yılında Osmanlılar tarafından ele geçirilmiştir. Timur’un Anadolu’yu istilası sırasında kent, 1402 yılında Çubuk ovasında yapılan ve Yıldırım Beyazıd’ın Timur’a yenilmesi ile sonuçlanan Ankara Savaşı’na sahne olmuştur. Daha sonra Timur’un Anadolu’dan çekilmesi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun genişlemesi ile bir süre Anadolu Eyaleti’nin merkezi olmuştur.
Ankara 17. Yüzyılın başında bölgede başlayan Celali isyanlarına sahne olmuştur. Bu ayaklanmalar sırasında kentin bir kısmı yakılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme devrinde Ankara da öteki kentler gibi sönük bir dönem geçirmiştir. Kent bu dönemde bölgenin önemli bir gelir kaynağı olan tiftik ve tiftikten yapılan kumaş ticareti ve önemli bir dericilik merkezi konumundadır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı ile Kurtuluş Savaşı sırasında yeniden önem kazanmaya başlamış, savaşın kazanılmasından sonra 13 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur. Yeni kurulan Cumhuriyetin başkenti olduğu ilk yıllarda yalnızca 35.000 kişinin ikamet ettiği şehirde bugün nüfus 4.500.000’e ulaşmış ve Türkiye’nin ikinci en kalabalık şehri olmuştur.